Gaziantep Şehit Ferhat Gözen İlkokulu’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan 45 yaşındaki Enis Tataroğlu, 10 yaşında okuduğu Almanca masal kitabından etkilenerek, dil öğrenmeye başladı. 35 yılda 44 dil öğrenen Tataroğlu, ”Şu anda bildiğim dillerin bazılarını sayacak olursam İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, eski Yugoslavya’nın dilleri, Hırvatça, Sırpça, Boşnakça, Rusça, Yunanca, Latince, Japonca, Ermenice, Farsça, İbranice gibi diller yer alıyor. Bana inanmayanlar gelip çeviri programları ile test edebilirler.” dedi.

Gaziantep’te yaşayan Enis Tataroğlu, ilkokul çağlarında Almanya’dan gelen komşularından aldığı Almanca masal kitabını okumaya başladı.
Okuduklarını anlamayınca komşularına soran Tataroğlu, bu sayede dil öğrenmeye merak saldı.
Çocuk yaşlarda yabancı kaynakları sözlüklerle anlamaya çalışan Tataroğlu, ilerleyen yaşlarında tıp, tarih, müzik ve edebiyat alanlarında farklı dillerde araştırma yapmaya başladı. Tataroğlu her araştırmasında yeni bir dil öğrenme ihtiyacı duydu. Tataroğlu, İngilizce, Almanca, Fransızca, Felemenkçe, İtalyanca, İspanyolca, İsveçce, Yunanca, Norveçce, Danca, eski Yugoslavya’nın dilleri, Hırvatça, Sırpça, Boşnakça, Rusça, Yunanca, Latince, Japonca, Ermenice, Farsça’nın da arasında yer aldığı 44 dili öğrendi. Mesleğinin 22’nci yılında hala diller üzerine araştırma yapan Tataroğlu, bilmediği birçok dil ile ilgili de araştırma yapıyor.
Tataroğlu, ilk öğrendiği dilin Almanca olduğunu ve dil serüvenine Almanya’dan gelen gurbetçi vatandaşlardan temin ettiği Almanca masal kitaplarıyla başladığını söyledi. Çalışmasının daha sonra tarih, tıp ve müzik eserlerinin orijinal dilde kaynak taramasıyla devam ettiğini ve sürecin bu şekilde tutkuya dönüştüğünü söyleyen Tataroğlu, “Dil serüvenim ilk etapta 1988 yılında Almanya’dan Türkiye’ye kesin dönüş yapan gurbetçilerimizden kitap temin etmek suretiyle başladım. İlk Almanca kitabım da resimli bir Almanca masal kitabıydı. Bizim Türk çocuklarımıza resimlerle Almancayı öğretmeyi amaçlayan bir kitaptı. Ben de Almancaya bu masalla başladım. Almancayı geliştirdikten sonra babam İngilizcenin daha faydalı bir dil olduğunu söyledi ve bu alana yönlendirdi beni. Yine bir gün Fransızca müzik dinlerken de bu dile ilgim başladı. Her dilin bende bir öyküsü var ve bu ilgilerim arttıkça yeni bir dile yöneldim” dedi.
Tataroğlu, öğrendiği dilleri zihninde aktif tutmak için sürekli orijinal dillerinde edebi eserler okuyup yabancı müzikler dinlediğini söyledi.
Öğrendiği 44 dilin yanı sıra 23 dilde de çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Tataroğlu, “Edebiyat alanına çok ilgi duyduğum için öğrendiğim dilleri zihnimde aktif kılmak için sürekli orijinal dillerinde edebiyat eserleri ve romanlar okudum. Sürekli yabancı müzikler dinledim ve öğrencilerime de sürekli bunu tavsiye ettim. Rus edebiyatına çok bağlıyım. Rusça konuştuğumuz yine bir gurubumuz var. Orada edebi eserleri Rusça olarak tetkik ederiz. 1988 yılından bu zamana dil çalışıyorum. 44 dil öğrendim hali hazırda da 23 dil için de çalışmalarımı sürdürüyorum” diye konuştu.
Tataroğlu, bildiği 44 dili kendisine kimsenin inanmayacağı ya da çok az bilebileceği düşüncesiyle bahsetmediğini söyledi. İnanmayanlar için teknolojinin geliştiğini ve çeviri programları kanalıyla dillerini test edebileceklerini söyleyen Tataroğlu, “Açıkçası kimseye bildiğim dillerden bahsetmezdim. Çünkü çoğu kişi inanmıyor ya da üç beş kelime biliyor sadece diye düşünürler, diye düşünüyordum. Şimdi internet olduğu için akıllı telefonlar olduğu için bu dillere vakıf olduğumu, dileyenler çeviri programları aracılığıyla da test edebilir. Ama 44 dil bildiğimi duyanlar haklı olarak şaşkınlık içinde kalıyorlar çoğu inanmak dahi istemiyor” diye konuştu.
Tataroğlu, “Maddiyat benim için hep en son şey oldu. Çoğu diyor ‘Bu kadar dil biliyorsun neden halen öğretmenlik yapıyorsun’ diye. Burada öğrencilerimin bir gülüşü onların bir günaydını beni çok daha mutlu ediyor. Bunun verdiği mutluluğu hiçbir maddiyat karşılayamaz. Öğretmenlik tarif edilemez bir mutluluk. Öğretmenliğin kutsal bir atmosferi olduğunu düşünüyorum. Bildiğim dilleri konuşmanın yanı sıra 23 dili de öğrenmeye çalışıyorum. Özellikle şu anda Uzak Doğu dillerine yöneldim. Tayca, Kimerce, Hintçe, Urduca, Çince gibi dillere yöneldim ve çalışmalar yapıyorum” diye konuştu.
Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmeni Elif Öztürk, meslektaşı Enis Tataroğlu’nun farklı bir zeka yapısına sahip olduğunu belirterek, “Enis hocamız okulumuzun İngilizce öğretmeni. Yaklaşık 2 yıldır birlikte çalışıyoruz. Sadece belirli kelimeleri bildiğini düşünüyorduk ilk zamanlar. Konuştukça gördük ki hocamız tüm dillerin gramerine hakim ve akıcı bir şekilde konuşabiliyor. Hocamız sadece konuşmak değil bunun dışında o dillerin akademik makalelerine de hakim. Enis hocanın farklı bir karakteristik yapısı var. Kendi aramızda örneğin psikoloji üzerine bir şey konuşuyorsak hocamız hemen oradan dahil olup o alanda yazılmış eserlerden kitabi bilimsel bilgilerden bahsedebiliyor. Ben branşım gereği şunu dahi düşünüyorum, hocamızın çok farklı bir zeka türü var. Bugün hiçbir şekilde önceden hazırlık yapılmadan bir cümle belirledik ve bunu tüm dillerde çevirmesini istedik bunu da çeviri programında test edince hepimiz bir kez daha şaşırdık. İnanmıyorduk ilk başta ama hocamız biliyor'” dedi.
Okul Müdürü Cemil Çalışkan da ”Enis hocamla birlikte göreve başladım. Hocamızın 44 dil bildiğini duyduğumda çok şaşırmıştım. İlk başta çok da inanamadım. Bugün test etmiş olduk ve 44 dile de hakim olduğunu gördük. Böyle bir öğretmenle çalışmak güzel bir duygu ancak hocamızın yerinin burası olmadığını çok daha iyi yerler olması gerektiğini düşünüyorum. Hocamız farklı değerlendirilebilir. Hocamız ilkokulda öğretmen ancak akademik boyutta eğitim vermesi gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
administrator

Related Articles